GENÇ FO®UM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
GENÇ FO®UM

BİLGİNİN PAYLASILDIGI VADİ
 
AnasayfaAnasayfa  PortalliPortalli  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 Besinler ve Özellikleri

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
PCMASTER
Admin
Admin
PCMASTER


Mesaj Sayısı : 156
Yaş : 36
Kayıt tarihi : 13/01/07

Besinler ve Özellikleri Empty
MesajKonu: Besinler ve Özellikleri   Besinler ve Özellikleri EmptyPerş. Şub. 22, 2007 11:03 am

Ahududu
Çileğe benzeyen ahududu adlı meyvelerini yazın ve sonbaharda veren Ahududu bitkisi, Gülgiller'dendir. Asya, Avrupa ve Amerika'nın birçok bölgesinde yetişen ahududunun anayurdu kesin olarak bilinmemekte; ama, bilimsel adındaki "ida" sözcüğü, akla, Ege bölgemizdeki antik Kazdağı yöresini getirmektedir. Bitkinin kütüğü çokyıllık; dikenlerle kaplı olarak l-2 m'ye kadar boylanabilen sürgünleri ikiyıllıktır. Bu sürgünler, ikinci yılının yaz başlarında her koltuk gözünde salkım halinde beyaz renkli çiçeklerini açmaya başlar.

Çiçekler bir yandan olgunlaşıp meyveye dönerken bir yandan da yeni çiçeklerin açması sürer. Ahududunun etli ve sulu üzümcüklerden oluşan toplu meyvesi kırmızı renkli olup üzümcüklerin içinde sert yapılı çekirdekleri yer alır. Ancak beyaz, mor ve siyah renklerde meyve veren, ayrıca sonbahar mevsiminde ikinci kez meyve üreten ahududu türleri de vardır.

Çok hoş tadı ve kokusu olan ahududu meyvesi çabuk bozulur. Bu nedenle tazeyken yenilir. Ama dondurulmaya elverişlidir. Ayrıca ahududu, şurup, meyve suyu, şekerleme, reçel, marmelat, jöle, dondurma ve likörleri de yapılarak tüketilir.

BESİN DEĞERLERİ

100 gr. taze ahududunun besin değerleri şöyledir: 57 kalori; 1,2 gr. protein; 13,6 gr. karbonhidrat; 0 kolesterol; 0,5 gr. yağ; 3 gr. lif; 22 mgr. fosfor; 22 mgr. kalsiyum; 0,9 mgr. demir; l mgr. sodyum; 168 mgr. potasyum: 20 mgr. magnezyum; 130 IU A vitamini; 0,03 mgr. B1 vitamini; 0,09 mgr. B2 vitamini; 0,9 mgr. B3 vitamini; 0,09 mgr. B6 vitamini; 5 mgr. folik asit: 25 mgr. C vitamini ve 4,5 mgr. E vitamini.

SAĞLIĞIMIZA YARARLARI

Yukarıda saydığımız önemli besin değerlerinin yanı sıra;

o Ahududu doku ve damar büzücüdür. Bu özelliğiyle diyareyi keser, peklik verir.

o Aynı niteliği nedeniyle: Kadınlarda beyaz akıntıyı keser; aybaşı dönemindeki aşırı kanamaları azaltır ve aybaşı durumunu düzene sokar. Doğum yapacak kadınlarda rahim kasılmalarını düzeltmede, doğum sancılarını azaltmada ve doğum olayını kolaylaştırmada etkilidir. Ancak, bu dönemlerde düzenli olarak alınmalıdır.

o Ahududu bedeni güçlendirici bir toniktir.

o Terletici, ateş düşürücü ve serinletici etkileri de vardır.

Bütün bu etkileri sağlamak için ahududu bitkisinin körpe yaprakları toplanıp güneşsiz ve havadar bir yerde kurutulur. Olgun meyveler ile kurutulmuş yapraklar karıştırılır. Bu karışımdan 2 tatlı kaşığı alınıp üzerine kaynamış su dökülerek 10-15 dakika bekletilip bir infüzyon hazırlanır. Bu infüzyondan istendiği kadar içilebilir.

o Ayrıca ahududu, boğaz ve bademcik ağrılarına, ağız ülserleri ve kanayan dişetlerine iyi gelir.

Bu etkilerinden yararlanmak için yukarıda tanımı verilen infüzyonla ağızda derin derin gargara yapılır.

BİTKİSİNİN ÜRETİLMESİ

Tohumdan üretmede, zor da olsa çimlenen ahudududan, ortaya değişik ve istenmeyen nitelikler gösteren yeni bitkiler çıkar. Bitkinin gövdesinden alınan çelikler köklenmez. Sürgünleri çokyıllık olmadığından, aşılama yöntemi de ahududuya uygun değildir.

Bu nedenlerle, ya ahududu bitkisinin kökünden çıkan sürgüler sonbaharda köklü olarak sökülüp fidan olarak kullanılır (kışı çok soğuk geçen yerlerde kök sürgünü ilkbaharda alınır) ya da kök çelikleriyle ahududu bitkisinin üretimi yapılır. Ama, bu işlem pek pratik değildir ve profesyonelce bir çabayı gerektirmektedir.

BİTKİSİNİN YETİŞTİRİLMESİ

İklim isteği: Ahududu, genelde soğuk ılıman bölgelerin bitkisidir. Sonbaharda yapraklarını döküp dinlenme dönemine girdiğinde 7 santigrat derecenin altında en az 800 saatlik bir soğuklama dönemi geçirmelidir. Bitki -20 ila -25 derecelere kadar dayanabilir. Oysa, kışları çok ılık, yazları pek sıcak ve kurak olan yörelerde ahududu yetiştirilemez. Yukarıda tanımlanan, bitkiye uygun sayıları iklim koşullarında yetiştirilen ahududu bitkilerinin, yeterince güneş alması durumunda iyi ürün vereceği burada belirtilmelidir.

Toprak isteği: Ahududu bitkisi, organik madde içeriği zengin, geçirgen ve derin (en az l m.) hafif ve orta bünyeli, su tutma kapasitesi yüksek olan toprağı sever. Toprak sürekli nemli ve reaksiyonu hafif asit ya da nötr (pH: 6-7) olmalıdır. Fazla kireçli ya da tuzlu topraklar ahududu tarımına uygun değildir.

Yurdumuzda Akdeniz Bölgesi kıyıları ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi dışında hemen her yerde ahududu yetiştirilebilir.

Toprak işleme: Ahududu bitkisinin toprağı çapalanarak, büyük bahçelerde traktörle sürülerek işlenir. Yabani otlar böylece ya da uygun ilaçlar kullanılarak yok edilir.

Sulama: Ahududu bitkisinin toprağı sürekli nemli tutulmalıdır. Yağışların yetersiz olduğu dönemlerde bitkiye düzenli su verilir. Çok hafif bünyeli topraklarda daha da sık sulama yapılır.

Gübreleme: Organik madde bakımından fakir topraklarda, ahududu bitkisine, iyi yanmış çiftlik gübresi verilir. Gerekiyorsa bu gübreye fosforlu ve potasyumlu suni gübre de eklenir. Ahududu fidanları 30-40 cm. genişlik ve derinlikteki çukurlara ekilirken her çukura 5-10 kg. çiftlik gübresi verilir. Daha sonra 2-3 yılda bir bitkiye ek gübre verilmelidir.

Budama: Ahududu, bitkiyi iyi tanıyan kişiler tarafından şekil budaması, ürün budaması ve gençleştirme budaması yöntemleriyle üç amaçlı olarak budanır.

Hasat (Derim): Ahududu bitkisinin hasadı, haziran ayı başı ile ortaları arasındaki dönemde başlar ve olgunlaşan meyvelerin zaman zaman toplanması bir-bir buçuk ay kadar sürer. Olgunlaşan meyveler iki-üç günde bir, elin ilk üç parmağı meyve sapına getirerek meyvenin ileri doğru çekilip avuç içine düşürülmesiyle toplanır. Meyve elin içinde kesinlikle sıkılmamak ve örselenmeden toplama kabına konulmalıdır.

Hastalık ve zararlılarıyla mücadele: öncelikle ahududunun hastalık ve zararlılarından korunması için önlemler alınmalı, ancak gene de bunlar bitkinin başına geldiğinde uzmanlara danışılıp uygun tarım koruma ilaçları kullanılarak zamanında, düzenli ve eksiksiz mücadele yapılmalıdır.


Antepfıstığı

Her nedense dilimizde hatalı olarak şamfıstığı diye de adlandırılan leziz fıstıklarını sonbaharda veren Antepfıstığı ağacı, Sakızağacıgiller'dendir (ya da Antepfıstığıgiller).

Anayurdu Ortadoğu olan antepfıstığı, Akdeniz havzasında Türkiye, Iran, Irak, Suriye ile tohumlarının sonradan götürüldüğü Hindistan ve hatta Meksika'da yetiştirilmektedir. Ülkemizde antepfıstığının yetiştirildiği yerler, başta Gaziantep olmak üzere Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Adıyaman, Malatya, Diyarbakır ile Siirt illerimizdir.

Kısa boylu bir ağaç olan antepfıstığının, beş yaprakçıktan oluşan yeşil yaprakları, salkımlar halinde açan küçük çiçekleri vardır. Bu çiçekler olgunlaştığında, 2-2,5 cm. uzunlukta, dışında kırmızımsı ve yumuşak bir kabuğu, bunun içinde sert kabuğu olan ve bunun içinde de yeşil ya da sarı renkli içi bulunan bir meyve (ya da iç) verir.

Yeşil renklileri "daha lezzetli olan için, üzeri de ince bir kabukla örtülüdür. Fıstığın sert kabuğu, kavrulduğunda ya da üzerine sert bir cisimle vurulduğunda çatlar. Elle zorlanan çatlak kabuk ikiye ayrılır. Uzun süre saklanabilen antepfıstığının içi kuruyemiş (çerez) olarak sevilerek yenildiği gibi şekercilikte, pastacılıkta, helvacılıkta ve tatlıcılıkta (özellikle baklava yapımında) kullanılmaktadır.

BESİN DEĞERLERİ

100 gr. antepfıstığı içinin içerdiği besin değerleri şöyle sıralanabilir: 594 kalori; 20,8 gr. protein: 51,6 gr. yağ: 16,4 gr. karbonhidrat; 0 kolesterol; 2 gr. lif: 500 mgr. fosfor: 136 mgr. kalsiyum; 7,3 mgr. demir: 1,020 mgr. potasyum: 158 mgr. magnezyum; 66 IU A vitamini; 0,62 mgr. B1 vitamini; 1,45 mgr. B2 vitamini: 0,4 mgr. B6 vitamini; 7 mgr. C vitamini ve 5.2 mgr. E vitamini.

SAĞLIĞIMIZA YARARLARI

Yukarıda sayıları çok önemli besin değerlerinin yanı sıra;

o Antepfıstığından yapıları şurup, balgam söktürücüdür, bronşite de iyi gelir: Bunun için fıstık içi bir havanda içine biraz su konularak ezilir. Sonra içine bir miktar daha su ile şeker katılarak kaynatılır. Böylece hazırlanan şuruptan içilir.

o Antepfıstığı, ince bağırsakta glikoz emilimini azaltır ve kan sekerinin yükselmesini önler: Bu bakımdan şeker hastalarına fıstık yemeleri öğütlenir.

o Ayrıca antepfıstığı, yapısındaki doymamış yağ oranının yüksekliğiyle kan şekerinin yükselmesi rizikosunu azaltır.

o Kolesterol içermediği gibi, kandaki kolesterol düzeyini düşürücü etkisi de vardır: Böylece koroner kalp yetmezliği rizikosunu da azaltır.

o Antepfıstığının afrodizyak (cinsel gücü artırıcı) etkileri de vardır: Bunun için fıstık içi bolca yenilir ya da içine fıstık içi katılmış besinler tüketilir.

AĞACININ ÜRETİLMESİ

Antepfıstığı ağacı, kavrulmamış çekirdeklerinin (tohumlarının) ekilmesiyle elde edilen çöğürlerle çoğaltılabilir. Ancak, daha dayanıklı bir tür olan sakız (ya da menengiç) ağacı (Pistacia terebinthus) fidanlarının aşılanması daha iyi sonuç verir. Dikimlerde, her türün kendi toprağını kökünde taşıyan fidanları kullanılır. Yılda ortalama 10 kg. kadar ürün veren ağacın ürün oranı, dikiminden 10 yıl kadar sonra artmaktadır.

AĞACININ YETİŞTİRİLMESİ

İklim isteği: Antepfıstığı ağacı, sıcak ve kurak iklimlerin bitkisidir. Yüksek sıcaklıklara, kuraklığa ve donlara karşı dayanıklıdır.

Toprak isteği: Ağaç, zayıf nitelikli topraklara 8 m. kadar aralıkla dikilir. Tabanı su tutan topraklarda bu ağaç kurur. Ne yazıktır ki, son zamanlarda en nitelikli topraklara ekilmekte; ayrıca Güneydoğu Anadolu bölgemizde kurulan barajların bu ağaçların ürününü aksatacağından korkulmaktadır.

Toprak isleme: Antepfıstığı ağaçlarının altı, yılda en az 6 kez çapalanır ve yabani otları temizlenir. Büyük bahçelerde toprak işleme traktörlerle yapılır.

Sulama: Antepfıstığı ağaçları sulanmaya gerek duymazlar.

Gübreleme: Antepfıstığı ağaçlarına, ilkbaharda azotlu, sonbaharda fosfatlı fenni gübre verilir. Bu gübrelerin yerine, iyi yanmış çiftlik gübresi de kullanılabilir.

Budama: Antepfıstığı ağaçlarının kuruyan ve aşağı doğru sarkan dalları kesilip çıkarılır.

Hasat (Derim): Antepfıstığı ağaçlarının meyveleri (fıstıklar) türe özgü olgunluğa erişince hasat edilir. Hasatta gecikilirse fıstıklar yere dökülerek ziyan olur. Hasat işlemi, kısa boylu antepfıstığı ağaçlarına, ayaklı merdivenlere tırmanılıp yaklaşılarak elle toplama şeklinde yapılır.

Hastalık ve zararlılarıyla mücadele: Antepfıstığı ağaçlarına dadanan zararlı ve hastalıklarla, uzmanlara danışılarak ve uygun tarım koruma ilaçları kullanılarak zamanında, eksiksiz ve aksatılmadan mücadele sürdürülmelidir.


Armut

Son zamanlarda gelişen soğuk hava depolarının sağladığı olanak sayesinde yılın her zamanında tazeymiş gibi sevilerek yenilen armut meyvesini veren Armut ağacı, Gülgiller'dendir. Anayurdu, Anadolu'muz olan armut ağacının 20 türü ve bilinen 2.000 kadar çeşidi vardır. Bunlardan, ülkemizin hemen hemen her yerinde yetiştirilen armutlar, Pyrus communis bilimsel adıyla anılır.

7-8 m'ye kadar boylanabilen armut ağacının parçasız, yalın biçimli yeşil yapraklarının kenarları çok ince dişlidir. İlkbaharda erken açan beyaz renkli çiçekleri yabani güle benzer. Armut ağaçları, çoğunlukla ikievciklidir. Yani erkek ve dişi çiçek açan ağaçları ayrıdır. Ama, bazı armut türlerinde çiçeklerarası tozlaşma olayı yaşanmadan meyve gelişir ve bu tür meyveler çekirdeksiz olur.

Aslında armut kendine özgü biçimiyle ince kabuklu, yumuşak çekirdekli, eti bol sulu ve lezzetli bir meyvedir. Ancak meyvesinin büyüme koşullarına göre etinde, az ya da çok kum (taş hücresi) topakları bulunur. Yazlık armutlar haziran ayı sonlarında, kışlık armutlar ekim-kasım aylarında hasat edilir. Taze olarak yenildiği gibi reçeli, marmeladı, tatlıları ve meyve suyu yapılarak tüketilen armuttan rakı ve likör de yapılır. Armut ağacının kolay işlenen ve iyi cila tutan kırmızı renkli odunu ince marangozluk işlerinde kullanılır.

BESİN DEĞERLERİ

100 gr. taze armutta bulunan besin değerleri şöyle sıralanabilir: 61 kalori; 15.3 gr. karbonhidrat: 0 kolesterol; 0,4 gr. yağ; 1.4 gr. lif; 11 mgr. fosfor; 8 mgr. kalsiyum; 0,3 mgr. demir; 2 mgr. sodyum; 130 mgr. potasyum: 7 mgr. magnezyum; 20 IU A vitamini; 0,02 mgr. B1 vitamini; 0,04 mgr. B2 vitamini; 0,1 mgr. B3 vitamini; 0,017 mgr. B6 vitamini; 2.3 mcgr. folik asit: 4 mgr. C vitamini ve 0,5 mgr. E vitamini.

SAĞLIĞIMIZA YARARLARI

Yukarıda sayıları besin değerlerinin yanı sıra;

o İçerdiği çok miktarda lif ve kum (taş hücresi) topakları nedeniyle peklik çeken kişiler armut yerse rahatlarlar.

AĞACININ ÜRETİLMESİ

Armut ağacı, tohumuyla (çekirdekleriyle) çoğaltılabilir. Topraktan süren çöğürlerine, istenen armut türü aşılanarak derin topraklarda yetişen yüksek boylu armut ağaçları elde edilir. Daha az derin topraklarda bodur armut ağaçları yetiştirmek için anaç olarak ayva fidanları kullanılıp bunlara armut aşısı uygulanır. Ancak bu tür ağaçlar soğuklara dayanıklı değildir ve fazla sulama isterler.

AĞACININ YETİŞTİRİLMESİ

İklim isteği: Armut ağaçları, ılıman iklimlerin bitkisidir. Kış mevsiminde soğuklama gereksinimi yaklaşık 1.200 saattir. -20 derecenin altında geçirdiği toplam süre bundan kısa olursa ağacın çiçeklenmesi gecikir, bazı tomurcukları ölür. Kış donlarına dayanıklı olan armut ağacı, ilkbahar donlarından etkilenir. Ağaçlar, mümkünse böyle don tehlikesi olmayan yerlere dikilmelidir.

Toprak isteği: Armut ağaçları, toprak bakımından çok seçici değildir. Gene de derin, geçirgen, sıcak ve organik madde bakımından zengin yerlerde ağaçların gelişmesi iyi, ürün verimi yüksek olur. Ancak, armut ağacının toprağı kireçli olmamalıdır.

Toprak işleme: Topraktaki yabani otları yok etmek, toprağı havalandırmak, nemi toprağa geçirmek ve toprağın ısınmasını sağlamak için yılda iki kez toprak kazılarak işlemesi yapılır. Sonbahar-kış işlemesi aralık ayı sonuna, ilkbahar işlemesi mart başına kadar ve 8-10 cm. derinlikte olmak üzere uygulanır.

Sulama: Armut ağaçlarının en önemli isteklerinden biri de sulamadır. Susuz kalan ağaçların meyve büyümesi yavaşlar, ürün verimi azalır. Armut ağacı çöğüründen yetişenler (20-30 günde bir), ayva çöğüründen yetiştirilenlere göre (10-20 günde bir) daha seyrek sulanırlar.

Gübreleme: Armut ağaçlarına, üç yılda bir yanmış çiftlik gübresi verilir. Ayrıca her yıl azotlu, fosforlu ve potaslı fenni gübreler ağaç altına serpilerek toprak çapalanır.

Meyve seyreltme: Her bir salkımdaki 3-5 meyve sayısı 1-2'ye indirilirse armut yeterli iriliğe erişir. Seyreltme elle ve olabildiğince erken (meyveler küçükken) yapılmalıdır.

Budama: Armut ağaçlarına kış ve yaz budaması olarak iki ayrı zamanda; dikim budaması, şekil budaması, ürün budaması ve gençleştirme budaması biçiminde dört ayrı biçimde budama uygulanır. Bu işleri, armut ağaçlarından ve budama işinden anlayan kişilerin yapması doğru olur.

Hastalık ve zararlılarıyla mücadele: Armut ağacının yapraklarına dadanan zararlılarla, uzmanlara danışılarak zamanında, eksiksiz ve aksatılmadan mücadele yapılmalıdır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://genc.forumactif.com
 
Besinler ve Özellikleri
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
GENÇ FO®UM :: Uzay ve Doğa :: Doğa ve Bitkiler-
Buraya geçin: